Küçük Bir Hikaye...
Küçük kız sabahın en erken saatinde kimsecikler uyanmadan uyanı vermişti. Öyle ki daha gün bile tam açmamıştı. İçinde bir türlü tarif edemediği bir duygu vardı; mutluydu içi içine sığmıyordu. Annesi ona akşamdan erkenden yatmasını " çünkü yarın bayram" olduğunu söylemişti. Bir türü anlayamadı bayram neydi, kimdi bu bayram, neden evimize gelecek diye.. Ama onu bir o kadarda merak ediyordu. Çünkü annesi bir hafta önceden başlamıştı bayram için hazırlık yapmaya. Tatlılar yapmış börekler açmıştı annesi.
Küçük kız yataktan hızlıca kalkıp camdan dışarı baktı. Yeni yeni doğan güneş gözlerini kamaştırmıştı. Daha sonra babasının sesini duymuştu. Odasının kapısını açıp babasını gördü. Üstünü giyinmişti. Onun, bayramın geleceği günü bu kadar erken gideceğini görünce içten içe üzülse de bir şey dememişti. Annesinin yüzü gülüyordu yine. Babası küçük kızın kıvırcık saçlarını okşayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra gitmişti. Daha sonra küçük kız annesini izlemeye başladı. Annesi düzgün olan evi tekrardan toparlıyordu. Annesi mutfağa gidip dolaptan çıkardığı şeker poşetini aldı ve şekerlerden kaseye koydu ve hemen yanına da kolonya şişesini getirdi. Kendisine bakan annesi kızına yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesiyle yanından geçip odasına gitti. Şaşkınlıkla annesine bakan küçük kız annesini elinde büyük poşetle geri geldiğini gördü. Poşeti kızına uzatan annesine bakıp elindeki çantayı almak için yanına koştu ve çantayı açtığında içinde güzel bir elbise ve pembe bir ayakkabı vardı. Kız sevincinden havalara zıplamaya başladı. Onun için bayram çoktan gelmişti aslında. Ama yinede merak ediyordu işte bu bayram kimdi. Küçük kız yeni kıyafetlerini giyip beklemeye başladı. Küçük oturduğu yerden camdan dışarı bakıyor gelen var mı diye kontrol ediyordu. Uzaktan gelen babasını görünce koşup kapıya çıktı. Babasının geç geleceğini düşünmüştü. Ama babası erkenden gelmişti. Babası elindeki ekmeği eşine verip küçük kızını kucağına aldı. Kızını öpmeye doyamadı. Kızını yere bıraktıktan sonra eşine sarıldı ve " mutlu bayramlar canım" diyince küçük kız çok şaşırdı. Bayram gelmişmiydi. Kendisi neden göremiyordu. Daha sonra odasından ağır ağır yürüyerek çıkan babannesine koştu küçük kız. " Babanne bugün bayram geldi." diye hevesle ve heyecanla konuşmaya başladı. Babası ve annesi babannesinin elini öptü. Annesi kızına dönüp" bayramda büyüklerimizin eli öpülür" kızım diye açıklamada bulundu. küçük kız hemen babannesinin elini öpünce babannesi yeleğinin cebinden birşey çıkarıp küçüğe verdi.Küçük kız elindeki paraya bakıp güldü ve teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.
Kahvaltı yaptıktan sonra babası tekrar gitmişti. Ama daha sonra uzun zamandır görmediği dayıları teyzeleri amcaları ve kuzenleri evlerine gelmişti. Sabah olduğu gibi herkes babannesinin elini öpmüş onlara "bayramının mübarek olsun" diyordu. Kuzenleriyle birlikte dışarı çıkan küçük kız diğer evlerinde mutlu olduğunu diğer çocukların bir evden diğerine gittiklerini gördü. Kuzenleriyle birlikte kapıları çalıp herkesle bayramlaşıyordu. Kimisi onlara şeker verirken kimiside onlara para veriyordu. Küçük kız dışarıda hayvanların kesildiğini görünce üzülmüştü ama büyükleri ona en doğru açıklamayı yapıp kızı rahatlatmıştı. Küçük kız eve dönecekken aklına bir anda birşey geldi. Köy yolundan koşarak giderken anlamıştı gerçeği. Bayramın ne olduğunu görerek öğrenmişti. Küçük kız kulübe gibi olan bir evin önünde durmuştu. Elinde bastonuyla birlikte bahçede oturan yaşlı çifti gördü. Onların yanına hızla gidip sabah annesinin dediği gibi ellerinden öptü ve " bayyamının mübrak olsun" diye yarım ağızla diyebildi. Yaşlı çiftin gözlerinde beliren şey tam anlamıyla mutluluktu...
HERKESİN KURBAN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN...
0 yorum:
Yorum Gönder