Küçük kayığın mehtapta dolaşması gibi romantik.. Dokunuyordu sazının tellerine adam. Aklında yıllar öncesi.. Yüreği yaralı, içi buruk, büyük hasret var.
Yıllar yılı öncesi dereler kadar güçlü çağladığı o bıçkın zamanlarda gördü yüreğine düşen bu ateş parçasını..
Hala taze anıları,
Dokundu yine tellerine adam sazının,
döküldü nağmeler, o ince dudaklarından yanık yanık..
Dinleyenler alkış tuttu,
evlatları gurur duydu.
Eşi..
Bir eşi anlıyordu onu,
dinleyenlerin dışında.
Sazın tellerini tıngırdatan bu adamın yüreğindeki yangınları bir o anlamıştı. Karısı...
Bakamıyordu adam karısının gözlerine. Deliler gibi bakmak istese de o tarafa..
Ama bakmak istediği karısı değil..
Karısının yanındaki yıllar öncesi yüreğine düşen ateş parçasıydı..
Tıngırdattı adam yine sazını.
Tüm duygularını hiç saklamadan çağladı da çağladı.
Dinleyenler ozanın yeni bestesi sandı da..
Bilenler;
Dayanamadı, duramadı,
Ağladılar da ağladılar.
Hikaye tarzında devam edecek ve adı " Geçmişte Kalan" olan bu küçük hikayeyi sizinle buluşturmaya karar verdim.
Sosyal Medyadan Takip edebilirsiniz
Twitter: Aihara kotoko/ Laz Kızı
İnstagram: Blog LazKızı okur_hane
4 yorum:
Şiir tadında bi hikaye.. Umarım devamı en kısa sürede gelir.
Kalemin dert görmesin ;)
teşekkür ederim Ömer :) yakın zamanda gelir.:D
yine çok güzel yazmışsın yaaa. ve tekrar hoşgeldiin :)
Yüreğine sağlık çok güzel olmuş :)
Yorum Gönder