Başlık çok bilindik oldu sanırım. Nerede o eski bayramlar, nerede o eski anılar, nerede o eski şarkılar, nerede o eski saygılar.. Ne çok eskileri arar olduk dimi. Büyüklerimizden duyarız daha çok bu tarz cümleleri. Eskiye dair özlemleri.. Büyük ihtimalle de hala duymaya devam ediyoruz. Büyükler gelince küçükler yer verirdi oturması için. Lakin bu günlerde büyük geldiğinde küçük oturmaya devam ediyor. Metrobüslerde, otobüslerde, hastanelerde.. Hatta " kalk kızım/oğlum oturayım, dizlerim çok ağrıyor" diyen teyzeye; neden beni yerimden ettin gibisinden bir sesli " offff " diyip öyle kalkılır o koltuktan. Sanki bizim kültürümüzde saygıya yer yokmuşcasına. Öyle ki büyükler demeden gencin yer vermesi gerekirken artık büyükler küçüklerden izin istemeyede başladı.
Sevmiyorsan bile saygı duymak zorundasın...
Bu benim görüşüm. Her şeye saygı duymayı öğrendim. Saygı sadece büyüğe mi gösterilir/duyulur? "Küçüklere saygı gösterilmez" demek ne kadar doğru. Verilen emeğe duyulmayan saygı ne peki?
Aslında sizlere başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim. Hepimizin tanık olduğu olaydır büyük ihtimal. Otobüsle bir yere gitmeyi sevmem. Bunun sebebi çok kalabalık olup ayakta hem duranlar hemde ayakta durmam. Zira ayakta durupta, oturanlarla aynı ücreti vermekte pek mantıklı gelmiyor nedense. Bir türlü gelmeyen dolmuşa serzenişte bulunurken gelen otobüsle gitmek istemesem de mecburdum. Zira yarım saati aşan süre dolmuş bekleyip zaten geç kalmıştım. Otobüs sakin, " oh üç beş kişi var" diye düşünüp arka taraftaki tekli koltuğa oturmuştum. Biraz zaman geçip her duraktan beşer onar kişi alıncada bizim küçük otobüste oturmaya yer kalmayıp artık ayakta bekleyen gençler vardı. Bir sonraki durakta gelenlerle birlikte otobüs iyice kalabalıklaşmıştı. Ayakta duran yaklaşık kırk beş yaş üstünde teyze tutunmuş koltuğun kenarlarına ayakta durmaya çalışıyor. Teyzenin hemen yanındaki koltukta daha ilk okula giden birisi kulağında kulaklıkla müzik dinleyip teyzeyi görmemezlikten gelip camdan dışarı bakıyor. Böyle durumlarda benim aklımdan "İlerde bende böyle olacağım" diye geçirmem. Doğrudan annem gelir aklıma. "Ya ayakta duran benim annem olsaydı" diye düşünür, düşündükçe de sinirlenirdim. Yerimden kalkıp teyzeye yer verdiğimde teyze bana " Allah razı olsun kızım. Bel fıtığım vardı. Ayakta nasıl gideceğim diye düşünüyordum" demişti. Teyzeyle sohbet ededururken meğersem teyzede benim gibi mecburiyetten binivermiş otobüse..
O yerinden kalkmayan, büyüklere yer vermeyenler üstüne üstün " Sen otur başkası kalksın" diyenler zira yaş geri gitmiyor. Bir gün bizde " Kalksada azıcık otursam" diye düşüneceğimiz aşikar.
Ne demişler: Saygı kayığına binilmeden, sevgi denizi geçilmez...
0 yorum:
Yorum Gönder